Aft nedir?
Yanma, ateşlenme, iltihaplanma anlamlarına gelen ve Yunanca bir sözcük olan ‘aft’ kelimesi, ilk defa Hipokrat (M.Ö. 460–370) tarafından ağız ülserlerini tanımlamak için kullanılmıştır. Nedeni bilinmeyen, ağrılı, tek, veya çok sayıda çıkabilen, tekrarlayan aftların tedavisi de semptoma yöneliktir. Aft çıkma sıklığı 30-40’lı yaşlarda önemli düzeyde artarken bu yaşlardan itibaren git gide çıkma sıklığında azalma tespit edilmiştir. Oral aftlar en sık rastlanan ağız hastalığıdır ve toplumun yüzde 10-20’sini etkilemektedir. Yapılan bir çok araştırmaya rağmen aftların sebebi bulunamamıştır. Travma, mikrobiyal faktörler, yiyecekler, ilaç reaksiyonları, immun bozukluklar, hormonal dengesizlik, sigara gibi faktörlerin ve ailesel eğilim aftın sebeplerinde yer almaktadır. Aftlar büyüklüğüne göre sınıflandırılmıştır. Minör aft ve majör aft.
Minör aft:
Minör aftları görülen en sık aft çeşitidir. Boyutları 1 cm’den küçüktür. Üzeri gri – beyaz bir dış membranla kaplı şekilde gözükür. Genellikle yanak mukozası, dudak mukozası ve ağız tabanıdır. Minör aftlar 2 hafta içinde hiç iz bırakmadan iyileşme eğilimindedirler.
Majör Aft:
Major aftlar daha nadir görülürler. Boyutları 1 cm’den büyüktür. Daha derin ve ağrılı ülserlerle karakterizedir. Yerleşim yerleri genellikle dudak, yumuşak damak ve tonsil bölgesidir. Majör aftların iyileşmesi 6 haftayı bulabilir. İyileştiklerinde iz bırakma olasılıkları vardır.
Ağızda Aft neden çıkar?
Aftların diğer sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
Travma
Isırma, sert yüzeyli yiyecekler, diş fırçalama veya anestezik enjeksiyonlar gibi minor travmatik olaylar, aft hikâyesi olan hassas kişilerde aftları alevlendirebilir. Sert yüzeyli yiyecekler mukozada aşınmaya sebep olarak, bakterilerin girişini kolaylaştırabilir.
Gıdalar
Bazı yiyecekler ve koruyuculara karşı hassasiyetin aft yaralarıyla ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Çikolata, kahve, yer fıstığı, tahıllar, badem, çilek, peynir, domates gibi yiyecekler ağız yaralarıyla ilişkili olabilir. Ayrıca tuzlu ve baharatlı yiyecekler aftı alevlendirebilir. Bu yiyecek türleri aftın birebir sebepleri içinde sayılamaz fakat bu duruma zemin hazırladığı düşünülmektedir.
Stres
Aft hikâyesi olanlarda emosyonel stres aft gelişimini provoke eder. Öğrencilerin sınav zamanlarında, günlük yaşamlarına göre aftöz ülserlerin sıklığında artış olduğunu rapor etmiştir. Bazı aft şikayeti sıklıkla olan hastalarda antidepresan tedaviden yarar görmelerine rağmen, aftöz bir uyarıcı olarak stresin kesin mekanizması net değildir.
Mikrobiyal faktörler
Uzun bir süre boyunca aftın sebebi olarak mikrobiyal ajanlar düşünülmüştür. Dental plaklarda ve sağlıklı kişilerin tükürüklerinde de izlenebilen Helicobacter pylori‘nin ağız yaralarının ve aftın sebebi olabileceği düşünülmüştür. Fakat neticede bu durum hala tartışmalıdır. Aftın mikrobiyal nedenle ortaya çıkması immun bozukluğa neden olan hastalıklarla beraber görülmektedir.
İlaç reaksiyonları
Bazı ilaçlar ağız yaralarına sebep olabilir. Fakat bu yaralar tekrarlayan tipte değillerdir. İlaç kesildiğinde kişide oluşan ağız yarası, aft şikayetinin de kesilmesi beklenir. Bu tip durumlarda ilacı başlayan doktorunuzla görüşünüz.
Ailesel yatkınlık
Aft geçiren bireylerde ailesel geçmiş de olduğu görülmüştür. Ailesinde aft hikayesi olmayanlara göre hastalık daha erken yaşlarda gelişmekte ve daha şiddetli belirtiler göstermektedir. Aftın oluşmasında ailesel eğilimin rolü olduğu gösterilmiştir. Aft geçiren kişilerin %42’sinden fazlasının birinci derece yakınlarında da aft var olduğu görülmüştür.
Bağışıklık bozukluğu olan kişiler
Dönemsel Bağışıklığı düşmüş olan kişilerde veya geçirdikleri hastalıklarından bağışıklığı baskılanmış kişilerde aft ve diğer ağız yaraları hastalığa paralel çıkmaktadır.
Hormonal Dengesizlik
Aftlar, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Yapılan araştırmalarda bunun sebebinin Östrojenin etkisi ile B hücrelerinden antikor üretiminin; dolayısıyla immun yanıtın uyarıldığı lupus hastalığı üzerinde yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Benzer bir mekanizma aft için de geçerlidir. Bu durum ile kadınlarda aftın erkeklere göre daha sık görülmesi açıklanabilir. Kadın hastaların % 10’unda mensturasyon öncesi alevlenme gözlenmesi de bu hipotezi desteklemektedir. Aft ile menstural siklus arasındaki ilişki net değildir. Aft ile menapoz arasındaki ilişki net değildir.
Sigara
Sigaranın ağız mukozasının keratinizasyonunu artırması sebebiyle çıkacak olan aft ve diğer ağız yaralarını maskelediği rapor edilmiştir. Bu doğrultuda kişi sigarayı bıraktığı an bir çok aft ile karşılaşması beklenir.
Aft geçiren bireylerin % 10-20’sinde aft gelişiminde demir, folik asit, vitamin B12 eksikliği gibi beslenme faktörlerin etkisi olduğu bilinmektedir.
Aft hastalık belirtisi midir?
Tek başına aft bir hastalık belirtisi değildir. Bazı hastalıklarda başka semptomlara ek olarak çıkabilir. Bunlar, Behçet hastalığı, MAGIC send., PFAP, send., siklik nötropeni, Reiter’s sendromu, GIS hastalıkları, Sweet’s send. Gibi.
Aft Önlenebilir Mi?
İyi bir ağız hijyeni sağlanarak, SLS içermeyen ve irritan olmayan doğru diş macunu seçimi ile atravmatik , yumuşak diş fırçasıyla doğru fırçalama tekniği ile aft önlenebilinir. Afta zemin hazırlayabilme ihtimali olan bazı yiyecekleri aşırıya kaçmadan tüketilmesi aftı önleyebilecek yöntemler arasında sayılabilir. Stresten uzak yaşam aftın çıkma olasılığını azaltacaktır. Aft ile ilgili literatürler incelendiğinde aftın kesin sebebi bulunamamıştır. Bu sebeple kesin bir tedavi yöntemi ve protokolü yoktur.