İmplant Tedavisi mi? Yoksa Köprü Tedavisi mi?
Diş eksikliğinin tedavisinde uygulanan en güncel ve en sağlıklı protetik tedavi yöntemi implant uygulamasıdır. İmplant uygulamasına alternatif olarak geçmiş yıllarda sıklıkla uygulanan fakat günümüzde ise mecbur kalınmadıkça tercih edilmeyen diğer bir tedavi yöntemi ise köprü protez uygulamalarıdır. Çünkü köprü protez yapılabilmesi için sağlıklı en az iki dişin kesilip küçültülmesi gerekir. Dişsiz alanın önündeki ve arkasındaki dişlerden destek alınarak dişsiz bölgenin fonksiyonel anlamda tedavi edilmesi sağlanmış olur.
Dişlerin kesimi sırasında diş minesi tamamen ortadan kaldırıldığı için dişin doğal koruyucu katmanından yoksun dokusu ortaya çıkar. Bu dokuya dentin denilmektedir. Dentin, dişin sinir uzantılarının bulunduğu mikron düzeyindeki kanalları olan ve dişe sarı rengini veren dokudur. Her ne kadar köprü protez tarafından kaplanmış olsa da zamanla üzerine gelen fazla yük sebebiyle etrafında bulunan çene kemiğinde erime ve beraberinde diş etinde meydana gelen çekilme sebebiyle ilk günkü uyumunu tamamen kaybeder.
Bu klinik durumu hasta hassasiyet ve ağrı olarak hisseder. Ayrıca diş etindeki bu çekilme çürük oluşumunu da tetikler. Köprü protezlerde dişler arasında diş ipinin geçebileceği bir aralık olmadığı için ara yüz temizliği ideal olarak yapılamaz. Bu bahsettiğimiz tüm olumsuzluklar yıllar içerisinde destek olarak kullanılan dişlerin de kaybına yol açabilir. Ayrıca dişsiz bölgenin üstündeki köprü kısmı ile diş eti arasında zamanla gıda birikimi çok sık meydana gelmeye başlar. Çünkü dişsiz bölgedeki kemik zamanla erimeye devam eder. O yüzden diş eksikliğinin en ideal tedavisi implant uygulamasıdır. Çünkü hem implant yapılan bölgedeki kemiğin erimesi durmuş olur hem de önündeki ve arkasındaki dişlere her hangi bir işlem yapılmaz.
Ayrıca dişlerin tek tek yapılması sebebiyle kişi rahatlıkla dişlerin arasını ip ile temizleyebilir. Bunun dışında, implant sayesinde her diş kendi yüküne maruz kalır. Böylece implantın önündeki ve arkasındaki dişlerde köprü protezin meydana getirdiği fazla yüke dayanmak zorunda kalmazlar. Bu durum uzun vadede hastanın kendi dişlerinin çok daha uzun süre ağızda kalmasını sağlar. Ekonomik olarak köprü protez ve implant tedavisini karşılaştırmak gerekirse, ilk etapta implant için kişi biraz daha fazla bütçe ayırması gerekebilir. Fakat unutulmamalıdır ki implant doğru bakımları yapıldığı sürece ömür boyu ağızda kalır. Fakat en ideal yapılan köprü protezin ömrü maksimum 15 yıldır.
Bu süre sonunda ilgili bölge tekrar bir masraf çıkaracaktır. Hatta ikinci sefer yapılacak olan masraf mevcut implant masrafından çok daha fazla çıkabilir. Toplamda bakıldığında aynı bölgeye ikinci bir masraf yapılması anlamına gelir. Oysaki implant uygulamasında yıllar sonra sadece tek implant üstü kaplamanın yenilenmesi gerekebilir. Köprü protezdeki gibi minimum 3 porselen diş yapılmasına gerek kalmaz. Sonuç olarak uzun dönemde bakıldığında implant tedavisi köprü protezlere göre daha ekonomiktir.
Dt. Arca Baydar